Günümüzde gittikçe artan kadına şiddet ve kadın cinayetleriyle ilgili 25 Kasımlar artık “Yaşamak istiyoruz” gibi en temel haklarını talep edildiği sloganlar ile anılıyor.
Kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla 1999 yılında BM Genel Kurulu kararı ile 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edildi.
haberagi.net – Gaziantep’te toplanan kadınlar şiddete dikkat çekmek amacıyla toplanarak basın açıklaması yaptı. Gaziantep Demokratik Kadın Platformu çatısı altında toplanan kadınlar adına basın açıklamasını yapan Eğitim-Sen Gaziantep Kadın Sekreteri Elif Söyleyici, kadın cinayetlerinin politik olduğunu vurgulayarak, tüm kadınların şiddete karşı dayanışma içerisinde olması gerektiğini söyledi.
Basın açıklaması sonrası Haber Ağı’na konuşan Eğitim-Sen Gaziantep Kadın Sekreteri Elif Söyleyici, kadına yönelik şiddetle mücadelenin tek bir güne sığdırılamayacağına dikkat çekerek “Genel olarak baktığımızda şikâyetçi olduğumuz olgulardan bir tanesi yargılama süreçleri. Kadın ölümleri sürekli şüpheli bir tartışma sürdürülerek yargılama sürecinden geçiyor. Ya da iyi hal uygulamaları yapılıyor. Bizim artık caydırıcı tedbirler almamız gerektiğini düşünüyorum. Yürütme konumundaki birimlerden adil bir yargılanma istiyoruz. 25 Kasımın en önemli ayaklarından bir tanesi yargılanma sürecidir. Çünkü cinayetler sürekli bir perde arkasında farklı boyutlarıyla farklı bir şekilde yansıtılıyor kamuoyuna. İpek Er olayı gibi kadının intiharıyla sonuçlanmış bir örnek; evet intihardı ancak o kadını intihara sürükleyen bir erkeğin kadına tecavüzü ve psikoljikmen çöktürmesiydi. Ama yargılama sürecinde birebir erkeğin öldürmediği, kendisi intihar ettiği ya da iyi hal indirimi gibi uygulama ve söylemlerin sonucu şu anda zanlı elini kolunu sallayarak dolaşıyor’’ dedi.
“Kadın cinayetlerinin politik olduğunu düşünüyoruz’’
Mevcut sistemin kadına yönelik şiddeti durdurmaya yönelik olmadığını vurgulayan Elif Söyleyici, “Biz kadınlar olarak talebimiz ekonomik anlamında yaşadığımız şiddetin önlenmesi. Özellikle pandemi sürecinde bu ekonomik şiddeti iliklerimize kadar hissettik. Çünkü bu pandemi sürecinde kadınlar işten çıkarıldı ya da esnek çalışmaya tabi tutuldu. Diğer yandan herkes karantinada olduğu için evdeki işlerin yoğunluğunu hepsi kadına yüklendi. Yani hem devletin yürütmesi gereken sorumluluklar hem de aile içerisinde iş bölümü yapılabilecek bütün işlemler tamamen kadının üzerine yıkıldı. Bunların yanı sıra sığınma evleri konusunda kadınların talebi olduğunda geri çevrilmemesini istiyoruz. Aynı zamanda barolar bir mahkemeye müdahil olmak istediğinde mahkeme heyetinin baroları da muhatap almasını istiyoruz. Adli Tıp Kurumlarının tarafsız bir şekilde cinayete kurban giden kadınların raporlarını herhangi bir baskıyla değil de, gerçekten şüpheleri ortadan kaldırarak insanın ölüm nedenini ortaya çıkaran raporlar istiyoruz. Biz artık kadın cinayetlerinin politik olduğunu düşünüyoruz. Çünkü mevcut sistem kadına yönelik şiddeti durdurma yönünde herhangi somut bir harekete geçiş yok. İstanbul Sözleşmesi bile tartışma konusu olabiliyor. Kadınlara mesajımız, asla yalnız yürümeyecekler, yalnız değilsiniz. Mevcut durumda devam ederseniz, tek tek eksilmeye devam edeceğiz’’ ifadelerini kullandı.
Balıklı Parkı’nda geniş güvenlik önlemleri içerisinde gerçekleşen basın açıklaması için toplanan kalabalık açıklama sonrası sloganlar eşliğinde dağıldı.