“Açık söylüyorum, kim bu işi istismar etmeye kalkarsa ikametini iptal ederim hemen. Elimde böyle bir yetki var, acımam da”
İstanbul’da Koronavirüs Salgınıyla Mücadele Değerlenlendirme Toplantısı’nda açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’de ikameti olan vatandaşların sokağa çıkma yasağında pasaport göstererek kısıtlamaları ihmal etmesine tepki göstererek, “Açık söylüyorum, kim ikamet sahibi ve pasaportuyla bu işi istismar etmeye kalkarsa ikametini iptal ederim hemen. Elimde böyle bir yetki var, acımam da” dedi.
“Sokağa çıkma kısıtlamasıyla ilgili kimsenin genel bir muafiyeti söz konusu değildir. Muafiyetler zaman ve güzergâhla sınırlıdır” diyen Soylu görevlilere, “Ben kamu görevlisiyim, avukatım, çiftçiyim deyip gün boyu kısıtlamalardan muaf olduğunu sanan, bakkala markete gidiyorum deyip tüm şehri gezmeye kalkan olursa buna kesinlikle müsaade etmeyin” diye seslendi.
Bakan Soylu’nun açıklamaları şöyle:
“Toplu taşıma böyle bir sıkıntıyla hala karşı karşıya. Yapılması gereken çok basit. Pik saatlerde ulaşım imkanlarının en üst seviyeye çıkması, vatandaşımızın mağdur edilmemesi ve en nihayetinde burada toplu taşıma araçları içerisindeki, salgının artmasını engelleyecek oranların İl Hıfzıssıhha Kurulları tarafından alınan seviyelerde tutulması. Ama bu konuda bir yıldır maalesef başaramadığımız meselelerden bir tanesidir. Bunu da burada açıkça ifade etmem gerekir. Onun için bu konuya hepimizin, sayın valimizin de başta olmak üzere önümüzdeki günlerde ramazanın sonuna kadar; özellikle pik saatlerde… İftar saatine yetişebilmek için hem iş yerlerinden çıkıştan kaynaklanan bir yoğunlaşma söz konusu olacak. Bu konu diğer dönemlerden çok daha büyük önem arz ediyor. Benim tüm belediyelerden bir ricam var. Allah rızası için elbette ki vatandaşlarımıza yardımda bulunmak sevaptır. Ama başka bir sevap da insanların bu salgından korunmalarını sağlamak. Ramazan yardımlaşma ayıdır, bereket ayıdır.”
“Bir video kaydıyla tüm denetim çabamız boşa gidebiliyor”
Toplumun adalet duygusunu zedelememek lazım. Bir takım otellerdeki görüntüler, bir takım kahvehaneler. Dün bütün Türkiye’de tombala dahil olmak üzere, maalesef ramazanda tombala diye kötü bir alışkanlık var, güvenlik güçlerimizle bu alışkanlığı engellemeye de çalışıyoruz, dün akşam da epey baskınlar gerçekleştirildi. Var olanlara gerekli müdahaleler yapıldı, adli ve idari işlemlergerçekleştirildi. Ancak şunu söyleyeyim hem muafiyet belgesi elinde olanların suistimali söz konusu. Hem de eski alışkanlıklarına devam etmek isteyenlerin suistimalleri söz konusu. Adalet bozucu durum söz konusuysa sorumlusu biziz. Hemen bunalra müdahale etmek, men etmek, adli ve idari işlemleri yapmak bir daha yapılmamasına sebebiyet teşkil eder. Bunun peşinden koşmalıyız hep birlikte. Ve kısıtlamalardan muaf tutulanların istismarınayönelik görüntüler doğpal olarak salgınla mücadele döneminde yapılan fedakarlıklara ve samimiyete maalesef gölge düşürmektedir. Bu şekildeki suistimallere fırsat vermemek gerekir.
“Kötücül ruhlara” karşı uyardı
Öte yandan tüm denetimlerimizdeki nezaket ve doğru iletişim lütfen ön planda olsun. Tıbbi bir mücadeleyi siyasi bir sahaya çekmek isteyen ve bu alanda maalesef bu alanı istismar etmek isteyen bir kesimin olduğu izaha muhtaç değildir. Acaba buradan da nasıl siyasi bir rant elde edebiliriz diye bekleşme içerisinde olanlar elbette ki tarihin her döneminde olduğu gibi bu meselede de vardır. Aportta bekliyor. Bir eksik görsem de, yani bir şeyi düzeltmek değil veya uygun şekilde uyarmak değil, bu meseleyi toplumsal bir acıtasyon hale getirebilmek için elinden gelen gayreti ortaya koymaya çalışan kötücül ruhlar içlerimizde dolaşıyor. Bunu görüyoruz. Ama bunlara da fırsat vermemek de bizim sorumluluğumuz. Bir video kaydıyla tüm denetim çabamız boşa gidebiliyor. Denetimler maalesef özellikle bu denetimi yapan ekipleri karalamak için başka mecralara çekilebiliyor. Dolayısıyla kendimiz de mutlaka sahada olalım. Personelimizin de dikkatli davranmasını temin edelim.
“Öncelikli amaç ceza yazmak değil, kurallara uyulmasını tembih etmektir”
Öncelikli amaç ceza yazmak değil. Kurallara uyulmasını tembih etmektir. Birincisi uyarmak, rehberlik etmek sonra aşırı ısrar, kasıt ve suistimal varsa idari ve adli tedbirlere başvurmaktır. İlkemiz çok net. Bunu da defalara paylaştık. Ne yaptığımızı biliyoruz. Doğal olarak karşılıklı gerginleşmelerin yaşandığı enstanteneler oluyor, çok doğal. Yöneticiler olarak devreye girip meseleleri hem yönetmek hem de mümkün olan gerginliği azaltmak temel görevimizdir.
“Bu hakka girmektir!”
“Bu hafta sonundan itibaren valilerimiz, kaymakamlarımız için yeni bir seferberlik başlatıyoruz. Tüm gücümüzle sahada olacağız. Özellikle muafiyetlerin kötüye kullanılıp kullanılmadığı gerekirse tek tek arkadaşlarımız kontrol edecek. Sokağa çıkma kısıtlamasıyla ilgili kimsenin genel bir muafiyeti söz konusu değildir. Bu tanınan muafiyetler, muafiyet nedeni, zaman ve güzergahla sınırlıdır. ‘Ben kamu görevlisiyim, avukatım, çiftçiyim’ deyip gün boyu kısıtlamalardan muaf olduğunu sanan, bakkala markete gidiyorum deyip tüm şehri gezmeye kalkan olursa buna kesinlikle müsaade etmeyin. Tekrar söylüyorum, bu hakka girmektir. Bu hasta olanın sorumluluğunu almak hem bunun vicdan azabı ile hem bu dünyada hem öteki dünyada karşı karşıya kalmak demektir.”
“Çağrıda bulunmak istiyorum, lütfen istismar etmeyin”
“Vatandaşlarımızın evde kısıtlamayla karşı karşıya kaldığı fedakarlığı istismar etmeyelim diye çağrıda bulunmak istiyorum. Sokağa çıkma kısıtlamasıyla ilgili kimsenin genel bir muafiyeti söz konusu değildir. Çağrıda bulunmak istiyorum. Lütfen istismar etmeyin. Hep beraber fedakarlıkta bulunuyoruz. Bakın güvenlik görevlileri sabahtan akşama kadar işini yapıyor hem de denetimlerde bulunuyorlar. Ben dün gece yaklaşık 3 hastane ziyaret ettim. Hem hastaları hem sağlıkçıları ziyaret ettim. Allah’ınızı severseniz bu işi bitirmenin zamanı geldi, çaba sarf etmeliyiz. Bakın Kasım ayında aldığımız tedbirlerle yukardan aşağıya hep birlikte inişi yakaladık. Yine aynı şeyi sağlamakla mükellefiz.”
“İptal ederim, acımam”
“Bir mesele var; yabancıların da sokağa çıkma kısıtlamalarında muafiyetleri… Daha önce bir ara genelge de yazdık. Turistik faaliyetler kapsamında kısa süreliğine ülkemizde bulunanlar hariç olmak üzere; şimdi ikamet sahibi. Pasaportunu gösteriyor, başımın üzerine pasaportun var. Ama sen ikamet sahibisin, buradaki yerleşiklerin kurallarına tabii olmakla mükellefsin. Açık söylüyorum, kim ikamet sahibi ve pasaportuyla bu işi istismar etmeye kalkarsa ikametini iptal ederim hemen. Elimde böyle bir yetki var, acımam da. Çünkü insanlar evde kalacaklar, siz pasaportunuz var diye siz turist kılığında, imkanında bunu istismar edeceksiniz, buna da müsaade etmeyeceğiz. Onun için kurallarımız çok net, boşluk bırakmıyoruz.”