• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Gaziantep’te sürülen sürüler: Hayvancılığı bırakacağız

Gaziantep’te sürülen sürüler: Hayvancılığı bırakacağız

Gaziantep’in kırsalındaki mera alanları yoğun yapılaşma tehditi altında. Besiciler, inşaatlar arasında sürmeye çalıştıkları hayvanlar için ne yer ne de ot kaldığından şikayetçi: Hayvancılığı bırakacağız

HABER AĞI- Gaziantep’te hızla ve kontrolsüzce artan yapılaşma nedeniyle mera alanları hızla daralıyor. Beton blokların arasında kalan meralarda hayvan sürülerini gütmeye çalışan besiciler  kendilerinin de hayvanlarının da gidecek yerleri kalmadığından yakınıyor. 

Gaziantep kırsalında geçimini hayvancılık yaparak sağlayan çok sayıda besici hem kuraklığın hem de yapılaşmanın hızla artmasının baş mağdurlarından. Yaklaşık iki yıldır mücadele ettiğimiz koronavirüs salgınıyla derinleşen ekonomik krizle birlikte yem fiyatları artarken besicilerin sığındığı mera alanları da yapılaşmanın hızla artmasıyla tükeniyor. Besiciler kuraklık, yapılaşma ve ekonomik kriz kıskacında hayvancılığı bırakmayı düşünüyor.

Meralar yerini betona bırakıyor

Küçükbaş hayvan besicisi olan Serhat Alkan, son yılların kendileri için oldukça zorlu geçtiğini aktarırken yeşil alanların yerini inşaatlara bıraktığını ifade etti. Kendi sürüsünün çobanlığını da yapan Alkan, Antep’te mera alanlarının gittikçe nasıl tükendiğine şahit olduğunu şu sözlerle aktardı:

“Bu sene gerçekten zor oldu bizim için. Her taraf bina oldu. Geçen sene şuralarda iki bina vardı ve yerleşim alanı oldu.  Binalardan yer kalmadı, bize de yol görünüyor. Yem de pahalandı. Böyle giderse hayvancılığı bırakacağız. Diğer hayvancı, çoban arkadaşlarımız da zor durumda.  Şimdi biz sürülerimizi sürüyoruz, diğer insanlar, binalar da bir taraftan bizi sürüyor. Hayvanlarımızı otlattığımız meralar hızla imara açılıyor.

Muş’tan Gaziantep’e  altı ay önce hayvanlarını otlatmak için getiren besici Salih Bilgin ise her geldiklerinde gittikçe artan inşaat alanlarının kıskacında kaldıklarını belirtti.

Yaklaşık altı aydır bölgede olduklarını, bayram günü memleketi Muş’a hareket edeceğini anlatan Bilgin şunları söyledi:

“İnşaat alanları hızla yayıldığı için tarım, mera alanları da aynı hızda yok oluyor. Hayvanlara genellikle yem veriliyor. Bu adam memleketinden gelmişse bu masraftan kaçmak için geldi ama değişen bir şey yok. Kendi memleketinde, köyünde kalsa bence daha karlı.  Mera alanı zaten dar, olanlar da inşaata dönüşüyor.

Çevredeki bina sakinleri de hayvan kokusundan şikayet ediyor. ‘Burada 400-500 bin lira vermişim, daire almışım. Bu kokuyu çekemem” gibi ifadelerle şikâyet ediliyoruz. Kendilerine göre onlar da haklı. Ama ne yapacağız ki? Mera alanı dar olduğu için yapılacak bir şey yok.”

‘Etrafımızı binalar sarmış, yeşillik tükeniyor’

Bir diğer çoban Tarık Alkan ise, hayvanlarını kışın Gaziantep’e getirdiklerini yazın ise Muş’a götürdüklerini söyledi. Buralarda ot, yeşil alan kalmadı diyen çoban Alkan şöyle konuştu:

“Buralar hep bina oldu. Her geçen yıl inşaatlar artıyor, yeşil alan azalıyor. Her şey pahalılaşıyor, yem pahalılaştı. Böyle devam ederse hayvancılığı bırakacağız. Gördüğünüz gibi etrafımızı binalar sarmış, yeşillik tükeniyor. Kurban bayramı için getirdiğimiz hayvanlarımızın olabildiği kadar da sütünü, yoğurdunu ve peynirini satıyoruz.”

‘Meralar kontrolsüzce imara açılıyor’

Yeşil Gazete için görüşlerini aldığımız HDP Gaziantep Milletvekili ve aynı zamanda TBMM İdare Amiri Mahmut Toğrul, hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını şu ifadelerle aktardı:

“Türkiye’de özellikle son yıllarda kuraklığa bağlı olarak hem hububat alım rekoltesindeki düşüş hem de buna bağlı olarak yem arzının çok ciddi bir şekilde düşmesi şu anda besiciyi ve çiftçiyi zor durumda bıraktı. İşin doğrusu tüm Türkiye hayvan ihracatçısı ülke iken ve 1960’lı yıllarda 65 milyon küçükbaş hayvan, 15 milyon civarında da büyükbaş hayvan varken Türkiye’nin nüfusu o zaman 30 milyon civarında idi. O dönem neredeyse Suriye’nin Irak’ın tüm hayvan, et ve diğer hayvansal gıda ihtiyaçlarını Türkiye karşılıyordu.

Fakat geldiğimiz dönem itibariyle özellikle köylerin boşaltılması ile köylerde mera alanlarının daralması, yayla yasaklarının oluşmasıyla birlikte hayvancılıkta ciddi bir daralma yaşanıyor. Fakat son dönemlerde bölgede kuraklığın, yanlış kentleşmenin, mera alanlarının imara açılmasının, kontrolsüzce mera alanlarına imarların yapılması, besicileri çok daha zor durumda bırakıyor. Bakın geçen bir torba hayvan yemi 60 lira civarında iken bugün 150-160 lira civarında. Yani % 130-140 civarında hayvan yeminde bir artış söz konusu.”

‘Türkiye kolay olanı seçiyor’

Milletvekili Toğrul, mera alanlarında daralmayla birlikte kuraklığa bağlı olarak otun veriminin de düşmesi neticesinde ciddi bir sıkıntı olduğunu belirterek atılması gereken adımları şöyle sıraladı:

“Hayvancılığı geliştirmek için, yem açısından bir sübvansiyon sağlanabilir. Yine mera alanları kontrol altına alınır ve o alanlara yapılan kontrolsüz yapılaşmanın önüne geçilebilir. Mera alanları en azından gübrelenerek oradaki verim arttırılarak hayvancılıkla uğraşan yurttaşlarımız rahatlatılabilir. Ama maalesef Türkiye kolay olanı seçiyor, kendi hayvancılığını öldürüyor, et ihtiyacını dışarıdan karşılama yoluna gidiyor.”

Kaynak: Video-Haber: Jiyan CİN/Yeşil Gazete

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN