Kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında alanlara çıkarken, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artıyor.
Kadınlar 25 Kasım arifesinde alanlara çıkarken, bir günde 4 kadın katledildi.
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, kadına yönelik şiddetin iktidarın politikalarıyla derinleştiğini söyledi. Kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında alanlara çıkarken, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri artıyor. Türkiye’de sadece bir günde 4 kadın katledildi, 3 kadın ise saldırı sonucu yaralandı. Katledilen kadınların 4’ü de hayatına dair karar almak isterken, boşandığı ya da boşanma aşamasında olduğu erkekler tarafından katledildi.
MALATYA, İZMİR, MUĞLA, AKSARAY…
Dün yaşanan ilk kadın cinayeti haberi Malatya’dan geldi. Yeşilyurt ilçesine bağlı Zaviye Mahallesi’nde hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Mehmet P., evli olduğu Emine P.’yi katletti. İzmir’in Dikili ilçesinde 23 yaşındaki Çilem Kılıç, boşandığı Alper Gül tarafından katledildi. Fail, Kılıç’ın annesi ve komşusunu da yaraladı. Muğla’nın Menteşe ilçesinde de İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli astsubay Volkan Erdem, nişanlı olduğu Hafize Günakın’ı katletti. Aksaray’da ise Ramazan T., ayrıldığı Saadet Korkmaz’ı çalıştığı markette katletti.
13 GÜNDE 6 KADIN KATLEDİLDİ
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) verilerine göre; Türkiye’de sadece Ekim ayında 21 kadın öldürüldü, 8 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Kasım ayının ilk 13 gününde ise 6 kadın katledildi. 1 Kasım günü iş görüşmesi için Kızılcahamam’da bulunan bir otele giden 17 yaşındaki Gamze Açar, şüpheli bir şekilde yaşamını yitirirken, İstanbul Bahçelievler’de bir evde meydana gelen patlamada yaşamını yitirdiği belirtilen Fatma Mavi’nin, en son görüştüğü Ergin A. tarafından öldürüldükten sonra evin ateşe verildiği ortaya çıktı.
MİLİTARİZM VE CİNSİYETÇİLİK
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, kadına yönelik şiddetin artmasındaki nedenleri sıralayarak, özellikle yaşanan savaş ve kriz dönemlerinde şiddetin daha fazla açığa çıktığına işaret etti. AKP iktidarının yürüttüğü politikaların kadın cinayetlerine zemin hazırladığını söyleyen Başaran, militarist politikaların cinsiyetçiliği tetiklediğini, şiddetin iktidar sözcülerinin politikaları ile daha fazla geliştirildiğini belirtti. İktidarın yaratmak istediği “makul ve makbul kadın” profili dışında kalan kadınların hedef haline geldiğini ifade eden Başaran, “Bir günde 4 kadının katledilmesi, kadın kırımı belirlememizin ne kadar yerinde olduğunu gösterir nitelikte. Kadınlar sürekli yaşamsal tehlike altında. Evde, sokakta, işyerinde şiddet ile karşı karşıya” diye belirtti.
TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ
AKP iktidarının politikaları sonucu derinleşen toplumsal cinsiyet rolleriyle erkekliğin, yaşamın her alanında kadına karşı kışkırtıldığını dile getiren Başaran, “Kadının kaç çocuk doğuracağından, hangi meslekleri yapabileceğine, siyaset alanındaki sınırından, toplumsal yaşamda duracağı yere kadar, iktidar tarafından şekillendirmeye çalışılmaktadır. Kurmak istedikleri tekçi faşist rejimin alternatifi olan kadın özgürlükçü sistemin öncüsü kadınlar, devlet tarafından direkt hedef haline getirilmiştir. Son süreçte üniformalıların kadınlara yönelik şiddeti de bu politikanın bir parçasıdır. ‘Makbul’ kadın olmayı kabul etmeyen direnen, yeni yaşamı kuran kadınlara karşı dünya tarihinde benzerlerine çokça rastladığımız yönelimler söz konusu. Tıpkı Mirabel kardeşlerin ve Rojava’da direnen kadınların karşılaştığı saldırılar gibi. Tecavüz bir savaş aracı haline gelmiş, devlet kolluk eliyle kadınları direkt hedef alarak mücadele eden kadınlara ‘biat edin’ mesajı vermektedir” dedi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için tarihsel bir kazanım olduğunu hatırlatan Başaran, “Kadının yaşamı kurma iddiası ve değiştirme potansiyelini gören iktidar, bunu her türlü yöntemi kullanarak ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Kadınları şiddetten korumakla kalmayıp, devlete toplumsal cinsiyet eşitsizliği ortadan kaldırmak için sorumluluk yükleyen İstanbul Sözleşmesi, iktidarın politikalarının önünde büyük engel olarak görülmektedir. Bu nedenle iktidarın hedefi haline gelmiştir. Tüm bu saldırlar karşısında kadınlar büyük bir mücadele veriyor. Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’ne, eşbaşkanlık modeline sahip çıkmaya, 6284’ün uygulanması için mücadeleye etmeye, savaş politikalarına karşı direnmeye, kendi bedenleriyle ilgili erkek iktidarın karar almasına karşı durmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
KADIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ
Başaran, son olarak kadınların Olağanüstü Hal (OHAL) ve pandemi koşullarında en büyük tehlikenin erkek örgütlenmesi olduğunu bilerek, kadın özgürlük mücadelesini büyük bedeller ödeme pahasına da olsa, yürütmeye devam ettiğini vurguladı.